1. Hafta
Çoğu insan için şaşırtıcı olmakla birlikte gebeliğin başlangıcı olarak, gebe
kalınan ilişkinin olduğu gün değil, bundan yaklaşık 14 gün öncesi yani son adet
kanamasının ilk günü (SAT) kabul edilir. Bu durumda kanamanızın başladığı bugün
istatistiksel anlamda gebeliğiniz başlamıştır. Bu şekilde hesaplandığında
insanlarda gebelik 280 gün yani 40 hafta sürer. Ay hesabı yapmak karışıklığa
neden olabileceğinden siz de gebeliğinizi takip ederken hafta olarak ifade
etmeyi öğrenmeli ve ay hesabını bırakmalısınız.
28 günde bir adet gören kadın için yumurtlama zamanı kanamanın başlangıcından
itibaren 14. gün civarındadır.Bu günler zararlı alışkanlıklardan vaz geçmek için
en uygun dönemdir. Örneğin sigara içmeye son verilmeli, alkol ve ilaç alımı
kısıtlanmalıdır. Uygun ve sağlıklı beslenme alışkanlığı elde edilmeye
çalışılmalıdır. Bu alışkanlıklar rahat bir gebelik süreci için de önemlidir. Bol
miktarda taze meyve ve sebze tüketmek, yapay maddeler içeren besinlerden uzak
durmak ve olabildiğince fazla su içmek faydalıdır.Daha önceden başlanmadı ise bu
zaman içinde folik asit alımına başlanabilir. Folik asit sayesinde nöral tüp
defekterinin yaklaşık %50'lik bir kısmı önlenebilmektedir. Eğer mümkünse
egzersiz yapmak yine oldukça yarar sağlar. Bu gebelik öncesi dönemde pozitif
düşünmek ve mümkün olduğunca dinlenerek stresden uzak durmak dünyaya getirmeye
çalıştığınız bebeğiniz için oldukça iyi bir başlangıç olacaktır.
2. Hafta
Anne adayının yumurtalıklarında yumurta hücresi gelişimi devam etmektedir. Bu
esnada endometrium adı verilen rahim zarı da kalınlaşmaya başlamıştır. Bu
kalınlaşmanın amacı döllenme meydana geldikten sonra oluşacak embryonun rahim
içinde rahatlıkla tutunmasını sağlamaktır. Yeni gelişecek olan canlının
ihtiyaçlarını karşılamak üzere vücudun bu kısmında kanlanma artar. Bu haftanın
sonunda gelişen yumurta çatlayarak yumurtalıktan atılır. Yani yumurtlama meydana
gelir.Bir adet döneminde kadında sadece 1 yumurta üretilir ve çatlar.
Çift yumurta ikizlerinde ve üçüzlerinde farklı olarak tek bir yumurta değil
birden fazla yumurta atılır. Bu yumurtaların hepsi döllenir ise çoğul gebelik
olur.
3. Hafta
Yumurtalıklardan atılan yumurta hücresi ile erkekden gelen sperm fallop
tüplerinde karşılaşır. Pekçok sperm, yumurta etrafında kümelenmesine rağmen
bunlardan sadece 1 tanesi yumurtanın zarını geçerek içine girer ve kendi genetik
materyali ile yumurtanın genetik materyali birleşir. Bu döllenmedir. Döllenme
ile birlikte adına yaşam denilen mucize başlar. Fertilizasyon yani döllenme tek
bir spermin yumurta hücresinin içine girmesi ile başlar ve zigot adı verilen
oluşumun ortaya çıkması ile sonlanır. Fertilizasyon süreci yaklaşık 24 saat
kadardır.Bir sperm yaklaşık 48 saat canlı kalabilir. İlişki esnasında vajina
içine yaklaşık 300 milyon sperm bırakılır.Spermlerin sadece %1'i yani 3 milyon
kadarı rahim içine girebilir. Rahim içine giren spermler kadının üreme organları
içinde ilerleyerek tüplere kadar ulaşırlar. 10 saat süren bu seyahat sonunda
yumurta hücresine kadar gelen spermleri başka bir görev beklemektedir. Yumurta
hücresinin kabuğunu kırarak içine girmek. Yumurta hücresi zona pellucida adı
verilen bir zar ile çevrilirdir. Spermlerden sadece 1 tanesi bu zarı delerek
yumurtanın içine girebilir. Penetrasyon adı verilen bu işlem 20 dakika kadar
sürer ve bir sperm penetre olduktan sonra zona pellucida tamamen kapanarak başka
bir spermin girişine izin vermez. Sperm ve yumurta hücrelerinin çekirdeklerinin
birleşmesi ile zigot ortaya çıkar ve döllenme sona erer.
Zona pellucida'nın içindeki tek hücreli zigot döllenmeden 1.5-3 gün sonra
bölünmeye başlar. Bu ilk bölünmeye klivaj adı verilir. Ortaya çıkan hücrelere
ise blastomerdir. Klivajı takiben hızlı bir bölünme süreci başlar. Yaklaşık her
20 saatte bir hücre sayısı ikiye katlanır ve her bölünme ile birlikte zona
pellucida içinde bulunan blastomerlerin çapı küçülür. Hücre sayısı 16'ya
ulaştığında artık zigot morula adını alır.Tüm bu olaylar gerçekleşirken zigot
tüp içinde rahim boşluğuna doğru olan seyahatini devam ettirmektedir. 4. güne
gelindiğinde morula uterus içine ulaşmıştır. Bu aşamada hücre bölünmesi hızla
devam etmektedir ve morulanın merkezinde bir boşluk oluşmaya başlar. Bu
aşamadaki oluşuma blastokist adı verilir. Zona pellucida boyutları sabit olmakla
birlikte içindeki hücreler düzleşir ve yoğunlaşır. Blastokist aşamasında artık
hücre faklılaşmasıda balşamaktadır. Hücrelerin bir kısmı embryoyu oluşturacak
olan embryobalastlar iken geri kalan hücreler plasentayı yapmak üzere trofoblast
olarak farklılaşır. Döllenmeden 5-6 gün sonra implantasyon yani rahim içine
yerleşme başlar. Blastokist zona pellucida'yı yırtarak çıkar. Buna Hatching adı
verilir. Bu esnada trafoblastlar bir enzim salgılayarak rahim içindeki hücre
yapısını değiştirir ve blastokist için bir implantasyon alanı sağlar. Aynı anda
trofoblastlardan hCG hormonu da salgılanmaya başlar. Bu hormon gebelik
testlerinin pozitif olmasını sağlayan hormondur. İmplantasyonu takiben
endometriumun (rahim iç zarı) o bölümünde kanlanma artar ve gebeliğin devamı
için gerekli olan kan dolaşımı başlar. Döllenme anında bebeğin cinsiyeti
bellidir. Eğer dölleyen sperm X kromozomu taşıyor ise bebek kız, Y kromozomu
taşıyor ise erkek olacaktır. Dolayısı ile bebeğin cinsiyetini belirleyen erkek,
yani babasıdır. Kadının bebek cinsiyetinde en ufak bir rolü yoktur. Bu devrede
cinsiyeti saptamak ancak genetik inceleme ile mümkündür. Bu aşamada belli olan
sadece cinsiyet değildir. 38 hafta sonra dünyaya merhaba diyecek olan bireyin
göz renginden kan grubuna kadar bütün genetik yapısı bellidir ve değiştirilemez.
Annedeki değişiklikler
Bu aşamada anne adayında herhangi bir fiziksel ya da ruhsal değişiklik yoktur.
Yanlız implantasyon esnasında hafif bir lekelenme şeklinde kanama olabilir.
4. Hafta
Bu haftanın sonunda tüm dünyaya anne olacağınızı ilan edebilirsiniz. Normalde
adet görmeniz gerekirken adetiniz gecikti. Zaman zaman bu tür gecikmeler
olabileceğini biliyorsunuz ama yine de heyecanlısınız. O halde neden daha fazla
merakta kalacaksınız. Hemen eczaneden bir gebelik testi alıp evde yapın. Sonuç
negatif çıkarsa hemen ümitsizliğe kapılmayın çünkü zaman zaman gebelik testleri
negatif olabilir. Bu durumda yapılması gereken en akıllıca iş hemen
doktorunuzdan randevu almakdır. Henüz bir doktorunuz yoksa hemen arkadaşlarınıza
sormaya başlayın. Günümüzde bilinçli bir kadının düzenli görüştüğü ve aklına
takılanları sorabildiği bir jinekoloğunun olmaması çok yazık. Doktorunuz sizi
muayene edecektir. Bu dönemde yapılan ultrasonografide gebelik kesesini görmek
genelde mümkün değildir. Ancak kanda yapılan gebelik testi %100'e yakın
doğrulukla gebeliğin olup olmadığını tespit edebilir. Eğer gebelik varsa
doktorunuz size önerilerde bulunacaktır.
Gebelik yoksa ya da adet görürseniz fazla üzülmemeye çalışın. İlk denemede gebe
kalma oranının sadece %25 olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Denemeye devam edin.
Eğer adet gecikmesine rağmen gebe değilseniz doktorunuz size adet gördürecek bir
tedavi verecektir.
Gebe bir kadında bazı fizyolojik ve ruhsal değişiklikler olur. Bu aşamadaki
belirtiler adet öncesi belirtilerle hemen hemen aynıdır. Halsizlik, yorgunluk ve
göğüslerde hassasiyet bulunur.
Bu arada içerilerde neler olduğuna bir göz atalım. Döllenmeden yaklaşık 1 hafta
sonra impalantasyon gerçekleşmiştir ve trofoblast adı verilen hücreler
endometrium hücrelerini hasarlayarak minik kan göllenmelerine neden
olmaktadırlar. Bu göllenmeler yeni damar oluşumunu tetikler ve oluşacak olan
plasentanın dolaşımı başlar. Embryoblast adı verilen hücre grubu ise hızla
çoğalarak 2 tabakalı bir disk oluşturur. Bu tabakalardan üstte olanı amniyon
zarı ve embryo olarak gelişimine devam ederken alt tabaka ise yolk sac adı
verilen oluşumu meydana getirir.
4. haftanın sonunda koriyonik villus adı verilen doku rahmin içine doğru ilerler
ve embryoda kan damarları teşekkül etmeye başlar. Yolk sac ise kan sistemini
meydana getiren hücreleri üretmeye başlamıştır. Bu haftanın sonunda embryo ile
plasenta arasında connecting stalk adı verilen bir oluşum bulunur ve bu daha
sonra göbek kordonunu meydana getirir.
Yine embryonik disk üzerinde ince bir hücre tabakasının ortaya çıkması
gastrulasyon adı verilen devreye gelindiğini belirler. Bu işlemin sonunda
embryonun 3 katmanı; ektoderm, endoderm ve mesoderm oluşur.
5. Hafta
Salgılanan hormonların etkisi ile erken gebelik belirtilerini hissedeceksiniz.
Memelerde dolgunluk ve hassasiyet bu haftada en sık karşılaşılan
yakınmadır.Sürekli uyku hali ve halsizlik genelde görülen bulgulardandır.
Uterusunuzdaki büyüme mesanenizin kapasitesini azalltığı için sık sık tuvalete
gitme ihtiyacı duyabilirsiniz. Eğer hala daha doktorunuza gitmediyseniz biran
önce gidin çünkü içinizdeki canlı ile tanışma zamanı geldi.Doktorunuz vajinal
ultrasonografi ile gebelik kesesini uterus içinde size gösterecektir. Eğer
ultrasonda kese görülemez ise bu bir dış gebelik olabilir.Dış gebelik hayati
tehlike yaratabilen ciddi bir durumdur, bu nedenle ilk kontrolünüzü
geciktirmemeniz kendi menfaatiniz icabıdır
Döllenmeden sonraki 16. günde gelişim iyice hızlanır. Endoderm tabakasından
akciğerleri çevreleyen zarlar, dil, bademcikler, ürethra, mesane ve sindirim
sistemi gelişirken, mesodermden kaslar, kemikler, lenf sistemi, dalak, kan
hücreleri, kalp, akciğerler ile üreme ve boşaltım sistemleri farklılaşır.Cilt,
tırnaklar, saç, gözün lens tabakası, işitme sistemi, burun, sinüsler, ağız,
anus, diş mineleri, hipofiz bezi, meme dokusu ve sinir sitemi ise ektoderm
tabakasından farklılaşır. Döllenmeden 17-19 gün sonra embryonik alan bir armuta
benzer. Kafa kısmı kuyruk kısmına oranla daha geniştir. Ektoderm tabakası nöral
plakayı oluşturmak üzere kalınlaşır. Bu plakanın kenarları kıvrılır ve nöral
oluk adını alır. Bu embryonun sinir sisteminin taslağıdır ve ilk gelişen organ
sistemlerinden birisidir.
Bu haftanın sonunda bebeğin kan hücreleri oluşmuştur ve epitel hücreler arasında
kanallar oluşturmaya başlamıştır. 21. güne ulaşıldığında mesodermden köken alan
somitler nöral oluğun her iki yanında ve kuyruk kısmından başlayarak belirmeye
başlar. Endokardial hücreler ise erken embryodaki ilkel kalp tüplerini meydana
getirmiştir.
6. Hafta
Belki de hala daha gebe olduğunuzu size fark ettirecek şikayetleriniz yok.
Gebelik öncesi yaşantınız ile hiçbir fark göremiyorsunuz. Bilmelisiniz ki
içinizde bir fabrika var ve hayal bile edemeyeceğiniz kadar hızlı çalışıyor.
Embryonun tek tek her hücresi sürekli faaliyet halinde. Bu faliyetin sonucu
olarak bazı şikayetlerde yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyor. Pek çok kadın gibi
sizde özelikle sabahları uyandığınızda midenizin bulandığını fark edebilir hatta
kusabilirsiniz. Eskiden sizi cezbeden yemek kokuları artık size tiksinti veriyor
ya da eşinizin o çok sevdiğiniz parfümünün birden bire aslında hiç de güzel
olmadığını fark ettiniz. İş arkadaşınızın sigarası hiç sizi bu kadar rahatsız
etmemişti. Aslında tüm bu kokular yine eskisi gibi. Değişen sizsiniz. Gebelik
hormonlarının beyninizdeki bulantı merkezini uyarması neticesinde olan bu durum
emesis gravidarum olarak adlandırılır. Eğer bulantı ve kusmalar sizin
yaşantınızı ve beslenmenizi etkileyecek kadar şiddetli olur ise hiperemesis
gravidarum tablosu gelişti demektir.Bu durumda ilaç kullanmanız gerekebilir.
Bu dönem bebeğin organ gelişimi için kritik olduğundan alkol, sigara gibi bebeğe
zararlı olabilecek maddelerden uzak durulmalıdır. Pek çok anne adayı bu dönemde
gebe olduğunu sevdikleri ve dostları ile paylaşmak ister ve aileye yeni bir
bireyin katılacağı müjdesi bu haftada verilir. Bazı anne adayları ise mutlu
haberi paylaşmak için düşük riski olan dönemin geçmesini ve gebeliğin normal
seyrettiğinden emin olmayı beklerler. Her iki davranış şekli de normaldir.
Döllenmeden sonra 21-23 günlerde embryonun boyu 1.5-3 mm kadar olmuştur. Bu
dönemde çok hızlı birbüyüme ve değişim söz konusudur. Somitlerin sayısı 4-12
çift kadardır. Göz ve kulak taslakları meydana gelmiştir. Nöral tüp yavaş yavaş
kapanmaya başlar. Nöral taç adı verilen kısım ise kafatası ve kafayı oluşturmaya
başlar.Oluşan 2 endokardial tüp birleşir ve S şeklinde tek bir tüp meydana
getiriler. Bu asimetrik oluşum ilkel kalpdir ve bu dönemde kasılmaya başlar.
Yani embryonun kalbi atmaya başlamıştır. Ancak damarlar tam anlamı ile
gelişmediğinden tam bir dolaşım olmaz.
Embryo connecting stalk ile gelişen plasentaya bağlıdır. En gelişmiş sistem
merkezi sinir sistemidir ve önbeyin tamamen kapanmıştır.27. Günün sonunda embryo
C şeklini almıştır. Yüz ve boyunu oluşturacak olan kıvrımlar belirgindir. Kalpde
karıncık ve kulakcıkları ayıracak olan septalar belirir.Kapakçıklar gelişmeye
başlar. Sindirim sitemini oluşturacak olan hücreler karaciğer, mide ve pankreas
üretmek üzere farklılaşmaya başlar. Sindirim siteminde ilk farklılaşan hücre
grubu karaciğer yapacak olan hücrelerdir. Embryo boyu 5 mm kadar olmuştur.
7. Hafta
Siz hala dışarıdan birşey fark etmesenizde embryonuzda hummalı faliyet devam
etmektedir. Bu haftanın sonunda bebeğinizin boyu bir fasülye tanesi kadar
olacaktır. Eğer rahimin içine direk olarak bakma ya da bir kamera yerleştirme
şansınız olsa idi göreceğiniz tıpkı bir fasülye tanesi gibi bir cisim
olacaktı.Bu fasülyenin tepe kısmına dikkat ettiğinizde iki küçük siyah noktacığı
fark edebilecektiniz. İşte bu iki küçük nokta bebeğinizin gözleri olacaktır,
hatta gözün ağ tabakası olan retina oluşmaya başlar.Biraz daha kenarda yer alan
topluiğne başından küçük çukurluklar da kulaklar olarak gelişecektir.Bu organlar
hem denge hem de işitmede görev alır. İlkel bir ağız ve dil fark edilebilir.Yine
bu haftada kol ve bacak tomurcukları oluşmaya başlar. İnce bir tabaka halinde
deri belirir. 30-40 somite ulaşılır.Beyin 3 ana kısmına ayrılır. Tiroid bezi
gelişimini sürdürür, lenfatik sistem ilk defa oluşmaya başlar.Kalp kısımları
plasma ve kan hücreleri ile dolar.Kan dolaşımı başlamıştır.Şimdilik iki bölümden
oluşan kalp dakikada 150 defa atmaktadır. Doppler ultrason ile bebeğinizin kalp
atımını doktorunuz size dinletebilir.Akciğer gelişimi devam etmektedir..Safra
kesesi, mide, barsaklar ve pankreas gelişimini sürdürür. Plasentadan gelen kan
karaciğere ulaşır. Amniyon connecting stalk'ı çevreler ve içine alır. Connecting
stalk daha sonra erişkinde umbilikal vesicle adı verilen bir oluşum olarak
kalır.Kol tomurcukları artık oldukça belirgindir buna karşılık bacak
tomurcukları yeni oluşmaya başlar. Embryo artık tamamen amniyon kesesi içinde
yerleşmiştir.Somitler kas ve kemikleri oluşturmak üzere farklılaşmaya başlar.
Dışarıdan gebe olduğunuzu fark ettirecek hiçbir değişim yoktur. Bu dönemde 1-2
kilo alınabilir ya da verilebilir. Her iki durum da normaldir. Gebeliğin erken
belirtileri yavaş yavaş azalmaya başlar, buna karşın bulantı ve kusmalar
artabilir. Bu şikayetler özellikle sabah erken saatlerde daha fazla olur.
8. Hafta
Terminolojik açıdan bebeğiniz hala daha embryo olarak adlandırılmaktadır. Bunun
nedeni alt kısmında kuyruğa benzer bir çıkıntının olmasıdır. Gelişmekte olan
bebeğinizde küçülen tek bölüm bu çıkıntıdır. Diğer bölümler ise süratle büyümeye
devam etmektedir.Özellikle beyin ve kafa hızla büyümeye devam eder.Göz kapakları
kıvrım şeklinde ayırd edilebilir. Alt çene belirginleşmeye başlar.Omurilik
gelişimini sürdürür.Üst damak farklılaşır. Burnun ucu oluşur. Dişetlerinin
altında dişler gelişimini başlatır.Yemek borusu farklılaşır ve nefes borusundan
ayrılır.Kalp içinde kapakçıklar fark edilmeye başlar.Kalbin 4 odacığı
ayırdedilebilir. Akciğerler yemek borusunun iki yanında yer alırlar. Böbrek
oluşmaya başlar.Kollar silindirik şekilde uzamaya başlarken uçlarında el ayaları
belirmeye başlar. Kollarda sinir iletimi başlar.Yine kollar kıvrımlanır. Bu
kıvrım gelecekdeki dirsekdir.
Hala daha kendinizi gebe gibi hissetmiyor musunuz? Önemli değil. Önünüzde daha
çok zaman ve yaşanacak şey var. Örneğin gebelik öncesinde kapalı bir yumruk
kadar olan rahiminiz artkı neredeyse portakal kadar oldu bile. Rahimdeki bu
büyümeler sizde zaman zaman hissedeceğiniz karın kramplarına neden olabilir. Bu
arada kendinizi ergenlik döneminde gibi hissedebilirsiniz. Çünkü hormonal
değişimlere bağlı olarak cilt değişiklikleri baş göstermeye başlayacaktır. Yağlı
bir cilt ve sivilcelenme bunun en tipik göstergeleridir. Psikolojik durumunuz
yavaş yavaş düzelmeye başlar ve gebelik kabullenilir. Artık gebeliğe alışmaya
başlıyorsunuz.
9. Hafta
Embryonik kuyruk iyice kaybolmuştur. Kıkırdak ve kemik dokuları oluşmaya
başlamıştır. Barsaklar göbek kordonu içinden karın boşluğuna doğru göç etmeye
başlarlar.Beyin hala daha en büyük organdır. Yutak belli olmaya başlar.Ağız
boşluğu oluşumu görülebilir. Kulak kepçesi farklılaşır. Gözde retina iyice belli
olabilir. Göz kapakları fark edilebilir.Burun delikleri belirir.Koku almaya
yarayan sinir oluşur.Yemek borusu uzar ve kalpden çıkan kan iki ayrı yönde
pompalanmaya başlar.Meme uçları belirgindir.İnce barsaklar uzar, böbrek oluşumu
tamamlanır ve ilk kez idrar üretmeye başlar.İlkel cinsiyet hücreleri oluşmaya
başlar. Dış genital organların farklılaşması başlamıştır.Ancak hala daha kız
yada erkek olduğu bellli değildir. El ve dirsek belirginleşir. Bacaklarda sinir
iletimi başlar.Bebek içinde yüzdüğü suyun içinde hafif hafif hareket etmeye
başlar.
Sizde ise ikinci adet dönemi de gecikmiştir. Belirgin bir kilo artışı olmasa da
memeler büyürler ve dolgunluk ve hassasiyet olur. Bu dönemde destekleyici sütyen
giymeye başlamak gerekebilir. Mide içeriğinin yemek borusuna kaçması sonucu
yanma hissi olabilir. Bu dönemde günlük kalori gereksiniminiz yaklaşık 300
kalori artmıştır. Yeterli kalsiyum alabilmek için bol bol süt içmelisiniz. Eğer
süt içmeyi sevmiyor iseniz özel ilaçlar ya da daha iyisi yağsız peynir gibi süt
ürünleri tüketebilirsiniz.
10. Hafta
Fertilizasyondan 47-48 gün sonra ilk kez beyin dalgaları üretilmeye başlar.Kafa
dik durumdadır ve iç kulakda denge sağlayan kısımlar gelişir. Dudakların
gelişimi tamamlanır. Gözler kapalıdır.Gonadlar gelişir ve testis ya da over
olarak farklılaşır. Kalp gelişimini büyük ölçüde tamamlar. Gövdenin dışında
gelişmiş olan barsaklar karın boşluğu içine doğru iyice hareket ederler.Diz ve
ayak belirginleşir. Ayak parmakları ve tırnakları belli olur. Kaslar güç
kazanmaya başlar.Kız bebeklerde klitoris erkek bebeklerde ise penis
gelişir.Hemen hemen bütün eklemler ve kasların oluşumu tamamlandığı için bebek
artık su kesesi içinde hareket etmeye başlar, ancak bu hareketler sizin
hissetmeniz için yeterli değildir.Bu haftanın sonunda bebeğinizin organogenez
adı verilen organ gelişimi dönemi tamamlanmıştır. Gebeliğin geri kalan kısmında
bu organların olgunlaşması olacaktır.
Bu dönemlerde anne adayının duygu durumunda dalgalanmalar çok sık görülür.
Kendinizi zaman zaman melankolik zaman zaman da çok mutlu hissedebilirsiniz. Bu
çok normal bir durumdur. hem gelişen bebeğinizin dişleri hem de kendi diş
etlerinizin sağlığı için yeteri kadar flor aldığınızdan emin olmalısınız. Kan
hacminiz arttığı için cildinize yakın toplardamarlarda koyulaşmalar fark
edebilirsiniz. Bu durum özellikle bacaklar ve memelerde belirgindir. Kilonuz da
artık artmaya başladı.Bulantı ve kusmalarınızın azalmaya başlaması bu dönemlerde
beklenebilir.
11. Hafta
Bu haftadan başlayarak artık içinizdeki bebeğiniz embryo olarak adlandırılmaz. O
artık kocaman bir FETUS ve boyu yaklaşık 3 santimetre.Gebeliğin en kritik dönemi
artık sona erdi. Bu haftada beyin hızla büyümesini sürdürmektedir ve fetusun
boyunun yarısını kafa oluşturmaktadır. Fetusun gözleri kapalıdır ve bu göz
kapaklarının altında iris tabakası olgunlaşmasına devem etmektedir. Böbreklerde
idrar üretimi başladığından içinde yüzdüğü amniyon sıvısının da miktarı artmaya
başlar ve bu haftada yaklaşık 50 ml olur.
Sizde ise rahim bir greyfurt büyüklüğüne ulaşmıştır ancak hala daha pelvis
içinde yer alır. Bulantılar azaldığından iştahda bir artış görülür. Bu dönemde
prenatal testlerden bazıları yapılabilir. Doktorunuz bu konuda size yol
gösterecektir. Son günlerde giderek popülerite kazanan ilk trimester tarama
testleri üçlü test kadar gerçekçi sonuçlar vermektedir
12. Hafta
Diş etlerinde 20 dişinde yerleri belli olmuştur. Yüz insan görünümündedir, ağız
içinde ise üst damak birleşmeye başlamıştır. Yüz derisi içinde kıl kökleri
belirmeye başlar. Fetusun gırtlağında ses telleri oluşumunu tamamlar ve teorik
olarak fetus ses çıkartabilir. Karın boşluğunda ise barsaklar karın içine
girmiştir ve hareketleri başlamıştır. Karaciğer safra salgılamaya başlar ve
salgılanan safra safra kesesinde depolanır. Tiroid, ve pankreas gelişimini
tamamlar. Pankreasdan insülin salgılanır. Her iki cinsde de dış genital organlar
gelişimini tamamlamamıştır ancak kızlarda büyük ve küçük dudaklar, erkeklerde
ise penis ve torbalar dikkatli gözlem ile ayırt edilebilir.Ellerde ve ayaklarda
tırnaklar uzamaya başlar. Sinir sitemi biraz daha olgunlaşır ve fetusda
refleksler gelişir. Bu dönemde cilt oldukça hassasdır. kemiklerden bazıları
sertleşmeye başlamıştır. 12. haftaya gelindiğinde uterus yukarı doğru büyümeye
devam eder ve pelvis dışına çıkarak karın boşluğuna girer. Artık mesane üzerine
çok fazla baskı yapmadığından sık idrar yapma isteği bir miktar azalır. Bu durum
son 3 aya kadar bu şekilde devam eder. Bu haftalarda başağrısı ve başdönmesi
şikayetlerine sık olarak rastlanır. Düşük tehlikesi çok büyük ölçüde azalmıştır.
Doktorunuzun size bunu belirtmesi ile her anne adayında olduğu gibi siz de
psikolojik açıdan rahatladığınızı fark edeceksiniz. Diş etleri gebelikten
olumsuz yönde etkilendiği için diş hekiminizden randevu almanızda ve muayene
olmanızda büyük fayda olduğunu unutmayın. Bu haftalar diş kontrolü için oldukça
uygun dönemdir.
13. Hafta
Fetus artık giderek daha fazla insana benzemektedir. Gözler kafanın yan
taraflarından ortaya doğru kaymaya başlar. Kulaklar normal pozisyonuna doğru
hareketlenir. Dışarıdan bakıldığında bebeğin cinsiyeti kolaylıkla saptanabilir.
Ancak ultrasonografide cinsiyet tespiti için henüz erkendir.Çok nadiren ve
kaliteli cihazlarla bu haftada da cinsiyet saptamak mümkün olmaktadır.Bebeğin
boyu biraz daha uzar. Bu hafta ilk trimesterin son haftasıdır. Gebeliğin erken
bulguları ve yarattığı şikayetler hemen hemen hiç kalmamıştır.Bu dönemde çok
fazla yorulmamak ve mümkün olduğunca dinlenmek gerekir.Rahim büyüdükçe gerilir
ve etrafını çevreleyen ve kendisini yerinde tutan zarları da gerer. Bu hafif bir
kasık ağrısı şeklinde algılanabilir. Round ligaman ağrısı olarak adlandırılan bu
durum gelip geçicidir ve önemli değildir. Herşeyi etkileyen hormonalar ciltte de
değişikliklere neden olurlar. Özellikle yüz ve boyunda lekelenmeler olabilir.
Buna gebelik maskesi ya da chloasma adı verilir. Geçici bir durumdur ve doğumdan
sonra düzelir. Artık karnınız büyümeye başlamıştır. Eskiden olan kıyafetler dar
gelmeye başlayabilir. Gebe kıyafetleri satın almanın vakti gelmiştir.
14. Hafta
Gebeliğin en rahat dönemi olan ikinci terimestar'a hoşgeldiniz. Artık bebeğiniz
tamamen bir insan görünümünde. Kaslardaki güç gelişimine bağlı olarak kafası öne
eğik değil. Zaman zaman kafasını dik tutabiliyor. Doktorunuz ultrason ile
incelerken size bebeğinizin el salladığını gösterecektir. Evet bebeğiniz artık
ellerini kullanabiliyor. Gerçi bu tamamen refleks bir hareket ama olsun. Size
ilk defa merhaba demesi hoş bir duygu değil mi? Bu arada bebeğiniz artık
diğerlerinden tamamen farklı. Çünkü artık ona hiç değişmeden ömrünün sonuna
kadar eşlik edecek olan parmak izi var!...Şu anda kendileri yaklaşık 25 gram
ağırlığında ve 10 santimetre boyunda. Artık tüm besin ve oksijenini plasentası
yardımıyla sizden alıyor. Plasentasyonun tamamlanması ile sizdeki uyku ve
yorgunluk halide ortadan kalkacak. Dışarıdan bakanlar eğer yeterince dikkat
ederlerse gebe olduğunuzu anlayabilirler. Progesteron hormonunun etkisi ile
bütün düz kaslarınızda gevşeme meydana gelmiştir. Bu bel ağrıları, kabızlık ve
tansiyonda hafif düşme olarak size yansır. Bulantılar geçmiştir ama yine
progesteronun gevşetici etkisi ile mide içeriği yemek borunuza kaçar ve yanma
olabilir. Bulantılar geçtiği için beslenmeniz düzelir, enerjiniz artar. Pekçok
kadın gebeliğin bu döneminde kaybettiği cinsel dürtülerine yeniden kavuşur. Bu
hoş bir durumdur. Unutmayın herhangi bir komplikasyon yok ise gebelikte cinsel
ilişki yasak değildir.
15. Hafta
Bu haftanın sürpriz haberi: Bebeğinizin saçı çıkıyor. Gelişmekte olan bebeğin
kafası üzerinde lanugo adı verilen ince ve ipeksi tüyler belirmeye başlar. Bu
ilkel saçlar doğumda kaybolurlar. İkinci önemli haber ise bebeğinizin parmağını
emmeye başlamasıdır. Ultrason altında bebeğin parmağını ağzına görütüp emdiğini
doktorunuz size gösterecektir. Korkmayın bu doğumdan sonra bebeğin parmak emme
alışkanlığı olacağını göstermez. Sadece anne karnındaki bir refleksidir. Her
bebek ane karnında parmak emer diye bir kural da yoktur, ama ultrason
incelemeleri esnasında sıkça rastladığımız bir durumdur. Bu dönemde bebeğin
cildi oldukça incedir ve deri altında damarlar görülebilir. Bu döneme
ulaşıldığında karnınız oldukça büyümüştür. Elinizi karnınıza götürdüğünüzde
uterusunuzu top gibi hissedebilirsiniz. Memelerden halk arasında ağız da denilen
ve klostrum adı verilen sıvı gelebilir. Bu normal bir durumdur.
16. Hafta
Bu haftada gözler ve kulaklar bebek doğduğunda bulunacakları son
lokalizasyonlarına gelirler. Göz kırpma gibi basit refleksler gelişmeye
başlar.Benzer şekilde kulaklar da son pozisyonlarını almışlardır. Barsaklarda
mekonyum adı verilen fetal dışkı birikmeye başlamıştır. Bu dışkı benzeri yapı
fetusun yuttuğu amniyon sıvısı, dökülen hücreler ve sindirim sistemi
salgılarından oluşur. Macun kıvamında koyu renkli bir yapıdır. Sinir lifleri
onlara özelliklerini veren myelin ismindeki madde ile kaplanmaya başlar. Myelin
sinir iletimi için son derece önemli bir maddedir. Dolaşım sistemi tam anlamı
ile fonkisyonel olmuştur. Bebeğin plasentası yaklaşık fetus kadardır. Göbek
kordonu sistemi olgunlaşmaya başlar. 120 gram olan bebek avucunuza sığacak kadar
büyümüştür. Ultrason altında bebeğin hıçkırdığı saptanabilir. Bu solunumun
başlama işaretlerinden biridir. Bu haftanın diğer bir ilki de bebekteki ışık
refleksinin ortaya çıkışıdır. Artık beğiniz teorik olarak ışığa tepki verebilir.
Bu hafta her açıdan oldukça önemlidir. Bir kere anne ve baba adaylarının en çok
merak ettikleri konuların başında belki de ilk sırada gelen bebeğin cinsiyeti bu
haftada açıklığa kavuşur. İyi bir ultrason cihazı ve deneyimli bir göz 16.
haftada bebeğin cinsiyetini çok büyük bir olasılıkla saptar. Bazı durumlarda
12-14. haftalarda da cinsiyet görülebilir, ya da gebeliğin son dönemlerine kadar
hiç görülemeyebilir fakat bu çok nadir bir durumdur. Bu haftalarda bebeğin
cinsiyetinin saptanması asıl olarak incelemeyi yapan hekimin tecrübesine
bağlıdır.Yine bu haftada down sendromu açısından son derece önemli olan üçlü
tarama testi yapılabilir. Bu test için ideal zaman aralığı 16-20. haftalardır.
Tecrübeli anne adayları bebeğin ilk hareketini bu haftada hissedebilirler. Ancak
hareketin hissedilmemesi anormal bir durum olduğu anlamına gelmez. İlk
gebeliğini yaşayanlarda bu 20 hafta civarında gerçekleşir.
17. Hafta
Onyedinci haftaya ulaşıldığında bebeğin cilt altındaki yağ depoları yavaş yavaş
dolmaya başlar. Bu bebeğinizin hızlı büyüme evresine girdiğinin belirtisidir.
Büyümeye bağlı olarak sizinde kilo artışınız bir miktar hızlanacaktır. Bu
haftaya kadar 2-4 kilo arasında almış olmanız normaldir. Bebeğin tüm organ
sistemleri fonksiyoneldir. Ayrıca içinde yüzdüğü amniyon sıvısını akciğerlerine
çekmekte ve geri vermektedir. Bu ilkel solumadır. Bebeğin doğum sonrası normal
nefes alıp verişini sağlayacak sistemlerin olgunlaşması için gereklidir. Kalbi
ise inanılmaz bir eforlarla sürekli kan pompalamaktadır. İnanması güç olabilir
ama bebeğinizin kalbi onun vücuduna günde yaklaşık 25-30 litre kan pompalıyor.
Siz de karınızı elleyerek rahminizin ulaştığı boyutu hissedebilirsiniz. Bu
haftada rahimin tepe noktası yani fundus göbek değiliğin 3-4 parmak altındadır.
Pek çok anne adayı bu haftalarda bebekleri için endişe duyarlar. Doğumun nasıl
olacağı, bebeğin sağlıklı olup olmayacağı endişeleri bu haftalarda yoğunluk
kazanır. Yapılacak olan üçlü test bu endişeleri biraz giderebilir. Hala daha
nerede doğum yapacağınız ve doğumu yaptıracak hekim hakkında karar
veremediyseniz bu hafta bunun için iyi bir dönemdir.
18. Hafta
Şu ana kadar herşey yolunda gidiyor. Minik bebeğinizin kemiklerinin büyük bir
kısmı hala daha lastik sertliğinde ancak giderek sertleşiyor ve doğumdaki halini
alıyor. yeterli kalsyum almayı ihmal etmemeniz kemik olgunlaşması için çok
önemli.Anne karnındaki bebeğin uyanık olma ve uyuma periyodları vardır. Bebek
kendisine uygun ve sevdiği bir uyku pozisyonu seçebilir ve uyku döneminde bu
pozisyonu alabilir.Gözlerin üzerinde kaşlar ortaya çıkmaya başlar. Kız
bebeklerde pelvis içinde gelişen yumurtalıklarda ilkel yumurta hücreleri
belirir. Bunlar daha sonra hayatı boyunca sahip olacağı ve menopoza kadar her
adet döneminde tüketecekleri yumurta hücrelerine dönüşeceklerdir. Yine kız
bebeklerde uterus tamamı ile oluşmuştur. Erkek bebeklerde ise prostat bezi
gelişimini tamamlar.Cilt altında kahverengi yağ içeren doku meydana gelir.
Deriyi kaplayan ve verniks caseosa adı verilen krem şeklindeki madde
izlenebilir. Plasenta gelişimini tamamlamıştır ve bu haftadan sonra kalınlığı
artmaz, sadece çap olarak büyür. Dışarıdan bakıldığında kişinin gebe olduğu
artık çok rahat anlaşılabilir. Bebek hareketleri çoğu anne adayı tarafından
hissedilebilir. Eğer hala daha hissetmediyseniz endişelenmeyin, önünüzde 1-2
hafta daha olabilir. Artmış kan hacmine bağlı olarak çeşitli şikayetler
olabilir. Yine düzkas gevşemelerine bağlı olarak ani tansiyon düşmeleri
görülebilir. Yatar pozisyondan ayağa kalkarken bu işi yavaş yavaş yapmaya özen
gösterin. 35 yaşın üstündeki anne adaylarında ya da üçlü testte şüpheli durum
saptananlarda amniyosentez bu haftalarda yapılır.
19. Hafta
Eğer hala daha gebeliğinizi hafta olarak değil de ay olarak hesaplıyorsanız bu
haftadan itibaren beşinci ayınıza girdiğinizi söyleyebilirsiniz.Eski
kıyafetlerinizin hemen hemen hiçbirinin üzerinize olmadığını fark edeceksiniz.
Gebe kıyafetlerinin her kadına çok yakıştığını unutmayın. Fark edeceğiniz başka
bir değişiklik ise memelerinizdeki kahverengi alanın gidrek büyümeye
başlamasıdır. Areola adı verilen bu bölge memenin yarısını kaplayabilir. Bu
normal bir durumdur ve doğumdan sonra onikinci aya kadar devam edebilir. Pekçok
çalışan gebe kadın öğle aralarında yarım saat kadar yürmenin kendilerine çok iyi
geldiğini söylemekte. Sizde bunu deneyebilirsiniz. Yürüyüş hem bünyeniz hem de
psikolojik durumunuz için yararlıdır. İçinizde neler olduğuna bakacak olursak,
bebeğinizin vücudu krem benzeri bir madde ile çevrilidir. Onun hassas cildini
uzun süre suda kalmanın etkilerinden koruyacak olan bu maddenin adı vernix
caseosa'dır. Ultrasonda ise bebeğinizin sürekli hareket halinde olduğunu
görebilirsiniz. Bu hareketleri pekçok kadın ilk önceleri içinde sanki bir
kelebeğin kanat çırpmasına benzetmektedirler. Ne yazık ki henüz eşiniz sizin bu
heyecanınıza ortak olamayacak. Çünkü hareketler henüz dışarıdan elle
hissedilebilecek kadar kuvvetli değil.
20. Hafta
Tebrikler. Gebelik maceranızın tam ortasındasınız. Bebek anne karnındaki
yaşamının yarısını tamamladı. Bu haftada doğumdan sonra 5 yaşına kadar devam
edecek olan hızlı beyin olgunlaşması başlar. Bebeğin koku, tat, işitme, görme ve
dokunma duyuları iyice aktif olmaya başlar.Kaşlar ve saçlar iyice belirginleşir.
Fetus sık sık göz kırpar. Lanugo adı verilen tüyler tüm vücudunu kaplar ancak
yoğun olarak yüz ve boyun çevresinde bulunur. Kalp atımları hızlanır. Erkek
bebekteki testisler karın boşluğundan torbalara doğru inmeye başlar. Eğer
bebeğiniz bir kız ise yumurtalıklarında tam 6 milyon yumurta hücresi vardır.
Bundan sonra yeni yumurta hücresi gelişmez. Mevcut olanların ise sayısı giderek
azalır ve doğumda yaklaşık 1 milyona iner. Bebeğin hareketleri de hızlanır ve
kuvvetlenir. Bebeğin ağırlığı yaklaşık 250-450 gram arasındadır. Bu haftadan
sonra gebeliğin sona ermesi düşük olarak değil erken doğum olarak
isimlendirilir. Bebeğin tüm organlarının ve kalbinin değerlendirildiği
malformasyon ultrasonografisi ya da başka bir isimle ikinci düzey ultrason için
ideal zaman 20. haftadır. Bu haftada rahimin tepe noktası göbek deliği hizasına
kadar büyümüştür. Bu dönemden sonra 38. haftaya kadar her hafta yaklaşık 1
santimetre yükselir. 38. haftadan sonra ise bebeğin doğum kanalına doğru inmesi
nedeni ile rahimin tepe noktası da aşağıya inmeye başlar. Orta hatta göbek
deliği ile kasık arasında siyahlık belirmeye başlar. Buna linea nigra adı
verilir ve doğumdan sonra kaybolur. Bu haftadan sonra gebelik çatlakları
görülebileceğinden önlem almak yararlı olacaktır.Bebeğin hareketleri rahatça
hissedilebilir. Normalde bir bebek saatte en az 2 kez hareket etmelidir. Ancak
bu sayı gerçekte çok daha fazla olmasına rağmen sadece yeterince güçlü olan
hareketler anne adayı tarafından hissedilebilir.
21. Hafta
Yirmibirinci haftaya ulaşıldığında bebekteki hızlı büyüme biraz yavaşlar. Bu
haftada en önemli olay kalp kasının güçlenmesidir. Bebeğinizin kalbi, kanı çok
daha etkili şekilde pompalamaya başlamıştır. Sizin dolaşımınızdaki kan
miktarındaki artış nedeni ile özellikle tüm gün ayakta olan gebelerde akşamları
ayaklarda ve ayak bileklerinde şişmeler olabilir. Bu tamamen normal bir
durumdur. Gün içinde zaman zaman ayakları hafif yükselterek dinlenmek ve eğer
mümkünse 2 saatten fazla ayakta kalmamak duruma yardımcı olabilir. Bol su içmek
bu yakınmaları arttırmaz tam tersine azaltır. Bu nedenle gün içinde bol bol su
içmeyi ihmal etmeyin. İhmal etmemeniz gereken bir başka konu ise artık en
azından haftada bir kez tansiyonuzu ölçtürmenin faydalı olacağıdır. Karın
boşluğu içerisinde büyüyen uterusun diğer organlar ile birlikte diyafram kasını
da sıkıştırması sonucu pek çok gebe bu dönemde nefes darlığı ya da çabuk nefes
nefese kalma sorunu yaşayabilir. Bu da gebeliğin normal sonuçlarından birisidir.
Gebelik ilerledikçe bu sıkıntılar artabilir. Yine daha önce başlamadıysanız bu
haftadan itibaren demir desteğine başlamanızda fayda var. Diet ile aldığınız
demir gebelikte size yeterli gelmeyecektir. Bu nedenle mutlaka dışarıdan destek
almalısınız.
22. Hafta
Bu haftaya ulaştığınızda bebeğinizle konuşabilir, ona birşeyler okuyabilir ya da
şarkı söyleyebilirsiniz. Çünkü artık o sizi duyabilir. Hatta duymakla kalmaz
seslere tepki de verebilir. Bu nedenle bebek gelişimi için yapılmış müzik
CD'leri dinletebilirsiniz. Anne karnında klasik müzik dinlemenin ruhsal gelişime
olumlu yönde etkisi olduğunu iddia eden çalışmalar mevcut. Bunlar doğru olmasa
bile minik bebeğinizle birlikte biraz müzik dinlemenin, şarkı söylemenin ya da
kitap okumanın ne zararı olabilir ki? Hatta bazı çalışmalar bebeğiniz doğmadan
önce ona okuduğunuz kitapları, doğduktan sonra emzirirken yeniden okuduğunuzda
minik yavrunuzun daha güçlü emeceğini iddia ediyorlar. Fantastik, değil mi?
Bebeğinizde bu gelişmeler olurken siz de artık dengenizi sağlamakda zaman zaman
güçlük çektiğinizi fark edebilirsiniz. Karnınızın büyümesine bağlı olarak bel
kavisiniz de içeri doğru genişlediğinden vücudunuzun denge merkezi yer
değiştirmektedir. Bünye buna aynı hızda uyum sağlayamadığından dengenizi
sağlamakta güçlük yaşayabilirsiniz. Bu nedenle evde yanlızken banyo yapmamanız
tavsiye edilir. Yine aynı nedenler ile dengeye dayalı sporlara da ara vermeniz
gerekli. Gebelik hormonlarına bağlı olarak parmak eklemlerinize kadar tüm
eklemlernizde gevşemeler olacaktır. Bu size bel ağrısı olarak yansıyabilir. Bu
haftalar hem denge sorunları hem de bel ağrıları nedeni ile yüksek topuklu
ayakkabılara veda edilmesi gereken dönemlerdir. Gebeliğinizi geri kalan kısmında
ortopedik ayakkabılar giymeniz rahatsızlıklarınızı azaltacaktır.
23. Hafta
Bebeğiniz artık tamamen minyatür bir insan görünümündedir. Kulak içinde yer akan
minik kemikler tamemen sertleştiği için bebek çok iyi duyabilir. Dudakları iyice
belirginleşir, ultrasonografide gülümsemesi fark edilebilir. Boyu 17-18
santimetre kadar olmuştur, kilosu ise 600 gram civarındadır. Gözleri tamamen
gelişmiş olmasına rağmen renkli kısmı olan iris daha pigmente değildir, yani göz
rengi belli değildir. Pakreas tam manası ile olmasa bile insülin salgılamaya
başlamıştır. Sizde ise yavaş ama sürekli bir kilo artışı söz konusudur. Bu
dönemde aşerme adı verilen olay hızlanır. Fazla abartıya kaçmadan ufak tefek
kaçamaklara izin verilebilir. Bacak krampları yirmili haftalarını yaşayan
gebelerde nadir görülmeyen olaylardır. Kalsiyum ve magnezyum alımı şikayetleri
ve krampların sıklığını azaltacaktır. Kramp girdiğinde bacağınızı düz uzatarak
eşinizden masaj yapmasını isteyebilirsiniz. Bir başka güzel olay ise artık
bebeğinizin hareketlerini eşinizin de hissedebilecek olmasıdır. Eşiniz elini
karnınıza koyduğunda bebeğinizin hareketlerini çok rahat hissedebilir, hatta bu
hareketler dışarıdan gözle bile fark edilebilir. Bunun nedeni bebeğin içinde
bulunduğu amniyon svısının göreceli olarak fazla olmasıdır. Yani bebeğin hareket
etmesi için çok geniş bir alan vardır. Bebeğiniz sanki içeride taklalar
atarmışcasına özgürce hareket eder!..Hareketler bebeğin motor gelişimi yani kas
güçlenmesi için çok önemlidir. Bu haftalarda yapılan ultrason incelemelerinde
bebek makat gelişken çok kısa bir süre sonra baş gelişe dönebilir. Bebeğin ters
durması fazlaca önemli değildir.
24. Hafta
Dikkat: Çok iyi hazırlanmış şartlarda ve yoğun bakım koşullarında bu haftada
doğan bebekler yaşatılabilmektedir. 24. hafta gebelik süreci içindeki önemli
dönemeçlerden birisidir. Çünkü bu hafta viabilite sınırı olarak kabul edilir.
Viabilite annesine bağımlı olmadan, annesinin vücudu dışında yaşamını devam
ettirebilme anlamında kullanılmaktadır. Ancak fetusun viabilitesi pratikde her
zaman gerçek olmaz. Bunu hayata geçirebilmek için solunum, sindirim, vücut
ısısını korumak gibi yaşamsal fonksiyonların çok iyi desteklenmesi ve bebeğin
enfeksiyonlardan korunması gereklidir. 24 haftalık bir fetus 650-700 gram
ağırlığa ulaşmıştır. Ülkemizde de belirli merkezlerde bu kadar küçük bebekler
yaşatılabilmektedir. Ancak önemli olan bu bebekleri yaşatmak değildir. Görme,
işitme gibi duyusal faaliyetlerinin yanı sıra zihinsel gelişimlerinin nasıl
olacağı tam anlamı ile gösterilememiş olan bu tür bebeklerin tüm yaşamları
boyunca yakın takip altında olmaları gerektiğine inanıyorum. Literatürde en
erken doğan ve yaşatılan bebek Kenya'da 19 haftalıkken dünyaya gelen ve Kelly
adı verilen bir bebektir. Bu haftada bebeğinin akciğer içinde yer alan damar
yapıları olgunlaşır. Hemen hemen bütün organları artık fonksiyonel olarak görev
yapabilmektedir. Sizde ise diş eti kanamaları görülebilir. Gebelik hormonları
etkisi ile epulis gravidarum adı verilen diş eti hastalığı görülebilir. Dişinizi
fırçalarken ve hatta ağzınızı çalkalarken bile kanamalar olabilir. Diş etleriniz
çekilebilir. Hastalığın en ileri formunda dişlerde dökülmeler bildirilmektedir.
Bu nedenle eğer benzer yakınmalarınız varsa ihmal etmeden diş hekiminiz ile
görüşmelisiniz. Yine 24. haftada gebeliğer bağlı diabetin varlığını araştırmak
için doktorunuz sizden 50 gramlık glukoz tarama testi isteyecektir. Bu test 28.
haftaya kadar ertelenebilir. Yine bu haftalarda erken doğumun belirtilerine
karşı dikkatli olmayı öğrenmelisiniz. Bunu başarabilmek için de erken doğum
hakkında bigi sahibi olmanız gereklidir. Doktorunuz bu konuda size yardımcı
olacaktır.
25. Hafta
Bu haftanın en önemli olayı bebeğinizin tat duyusunun büyük ölçüde gelişmiş
olması. Tat duyusu ile birlikte ister inanın ister inanmayın bebeğinizin süt
dişleri de gelişiyor. Bebeğin cildi hala daha ince ve kırılgan. Ancak vücudu
orantılı bir şekilde doluyor, cilt altı yağ dokuları olgunlaşıyor. Artık uterus
içinde göreceli olarak kapladığı alan azalmaya başladı. Bu da hareket için
kendisine kalan boş alanın giderek azalacağı anlamına geliyor. Sonuç ise
hareketlerin daha sert hissedilmesi olacak. Bu haftalarda yorgunluk
hissedebilirsiniz. Bu gebeliğin normal yakınmalarından birisidir. Aynı zamanda
gözlerinizin ışığa karşı oldukça duyarlı olduğunu fark edebilirsiniz. Gebeliğe
bağlı göz kuruluğu pekçok anne adayının ortak yakınmasıdır. Sorunun üstesinden
gelebilmek için yapay gözyaşı preparatları kullanabilirsiniz. Büyüyen rahimin
bası yapması ve dolaşımın bozulması nedeni ile bacaklarda ve belde ağrılar
olabilir. Bazı gebelerde ise el parmaklarında dahi ağrılar olabilir. Bu gibi
durumlarda soğuk tatbiki oldukça yararlı olmaktadır.Hala daha bebeğinizin ismine
karar vermediyseniz bu haftalarda artık isim aramaya başlayabilirsiniz.
26. Hafta
Bebeğinizin akciğerlerinde hava kesecikleri oluşmaya başladı. Doğumdan hava
solumayı sağlamak için akciğerler sürfaktan adı verilen bir madde üretirler. Bu
madde, minik hava keseciklerinin çeperlerinin birbirine yapışmasına engel olur.
Bu sayede her nefes alışda kesecikler hava ile dolar. Bu haftada bebeğinizin
akciğerleri sürfaktan üretmeye başladı, ancak miktarları tabii ki yeterli değil.
Erken doğum tehdidi yaşayan anne adaylarına yapılan bazı enjeksiyonlar ile bu
maddenin yapımı hızlandırılmaya çalışılır. Amaç erken doğum olur ise bebeğin
solunum problemi yaşamasını engellemeye çalışmakdır. Yapılan çalışmalarda 26
haftalık bebeklerin beyin dalgaları incelendiğinde dokunmaya beyin dalgaları ile
cevap verdiği saptanmıştır. Ayrıca ilginç bir bulgu da karnınıza kuvvetli bir
ışık kaynağı dayadığınızda bebeğin kafasını o yöne çevirmesidir. Bu haftalarda
birden bire ve durup dururken karnızında bir sertleşme hissedebilirsiniz.
Endişelenmeyin. Bu gebe rahimde, normalde görülen ve Braxton-Hicks olarak
isimlendirilen kasılmalardır. Erken doğum tehtidinde ise kasılmalar sürekli ve
belirli aralıklarla gelir. Düzenli kasılmaları saptamak için eşinizden yardım
isteyebilirsiniz. Eşiniz, elinin ayasını uterusunuzun tam tepe noktasına
yerleştirerek beklemeli. Bu haftada uterusun tepe noktası göbek deliğinin
yaklaşık 5 santimetre yukarısındadır. Eşiniz 20 dakika kadar bu şekilde
bekleyerek kasılmaların varlığını ve sıklığını saptayabilir. Bu işlemi kendiniz
de yapabilirsiniz, ancak objektif olarak değerlendiremeyebileceğiniz için
eşinizden istemenizde yarar var. Kasılmaları siz ağrı olarak
hissetmeyebilirsiniz ya da çok hafif adet sancısı şeklinde fark edebilirsiniz.
Eğer bunların sıklığı konusunda endişeleriniz varsa hemen doktorunuz ile temasa
geçiniz.
27. Hafta
Eğer rahim içine bir kamera yerleştirmek ya da direk olarak gözlemek mümkün
olabilseydi, bebeğinizin gözlerini görebilirdiniz. Çünkü o'nun göz rengi artık
belli ve sıkı durun: size göz kırpabilir. Bu haftaya gelindiğinde bebeğiniz
gözünü açıp kapamaya başlıyor. Beyin olgunlaşması hızla devam ediyor ve sese
verdiği tepkiler iyice arttı. Boyu 25 santimetreye yaklaştı ve kilosu 1000
kilogram civarında. İkinci trimesterın sonu olan 27. haftada solunum ve uyku
problemleri yaşayabilirsiniz. Özellikle yattığınız zamanlarda nefes darlığı
ortaya çıkabilir. Bu durum bebeğinize herhangi bir zarar vermez ancak siz daha
rahat edebilmek için, geceleri yatarken kullandığınız yastık sayısını
arttırmalısınız. Çoğu anne adayı bu dönemlerde uykunun dinlenmeden çok sıkıntı
yarattığını söylemekteler. Bilinç altında yaşanan endişeler uykuda kabus olarak
kendini gösterebilir. Hatta uykuya dalmada büyük zorluklar yaşayabilirsiniz.
Tecrübeli anne adayları yatmadan önce yarım saatlik bir yürüyüşün oldukça
faydalı olduğunu iddia ediyorlar. Dikkat etmeniz gereken bir diğer nokta da kan
basıncınız. Gerçi doktorunuz her kontrolünüzde tansiyonunuzu ölçüyor ancak siz
de 3-4 günde bir bunu tekrarlasanız yararlı olur. Zira halk arasında gebelik
zehirlenmesi olarak da bilinen preeklempsi için riskli döneme girdiniz. Rutin
kontrollerinizde yapılan ultrason incelemelerinde artık bebeğinizi bir bütün
olarak göremediğinizi fark etmişsinizdir. Artık bebek bütün olarak değil kısım
kısım incelenmekte. Yapılan ölçümler ile kilosu gerçeğe yakın ölçülerde tahmin
edilebilmekte. Bu hafta ile birlikte gebeliğinizin ikinci trimester'ı sona erdi.
Yolun büyük kısmı aşıldı.
28. Hafta
Bu hafta ile birlikte gebeliğin en zor dönemlerinden biri olan üçüncü trimester
yani son üç aya girmiş oluyorsunuz. Bu haftada bebeğiniz hızla büyümeye devam
edecek ve rahim içini mümkün olduğunca dolduracak. Rahim büyüklüğünüz neredeyse
kaburgalarınzın seviyesine ulaştı. Bu haftada bacaklarınızdaki varislerde artış
ve şişme fark edebilirsiniz. Yine hemoroid probleminiz varsa bu kötüleşebilir,
ya da bacaklarınızda sık sık kramplar yaşayabilirsiniz. 28. haftada doktorunuz
sizden glukoz yükleme testi isteyecektir. Bu testin amacı gebelikte ortaya çıkan
şeker hastalığını yani gestasyonel diabeti araştırmaktır. Yine bu haftada kan
uyuşmazlığınız varsa doktorunuza bunu hatırlatın. 28. haftada dünyaya gelen
bebeklerin yaklaşık %90'ı yaşatılmaktadır. Ancak bu bebeklerde yoğunbakım
şartlarında solunum desteği gerekmektedir. Bebeğiniz sürekli uyuma ve uyanma
dönemleri geçirmektedir. Zaman zaman gözlerini açıp kapayabilir. Kaşları
gelişimini tamamlamıştır. Vücudu yağ depolamaya devam etmektedir. Bu yağlar
doğduktan sonra kendi vücut ısısını ayarlamada oldukça önemlidir. Bu haftada
bebeğinizle rahatça konuşabilirsiniz, çünkü artık sizin sesinizi tanıyor!
29. Hafta
Bebeğiniz doğum gününe hazırlanmaya devam ediyor. Artık kafası ve gövdesi
arasındaki oran normale yakın. Artık kendi vücut ısısını ayarlayabilme
yeteneğine sahip. Kemik iliğide sürekli kırmızı kan hücreleri yani alyuvar
üretiyor. Gözleri ise hareket etmeye başladılar bile. Bu arada unutmadan zaman
zaman içinizde aniden bir hareket hissederseniz sakın şaşırmayın ve korkmayın
çünkü bebeğiniz hıçkırıyor! 29. haftaya gelindiğinde hamileliğinizi artık iyice
hissetmeye başladığınız fark edeceksiniz. Bu haftalarda karın cildinizde
kaşınmalar hissetmeniz normaldir. Bunun yanısıra karın içi basıncındaki ve
dolaşım sistemindeki değişikliklerin sonucunda hemoroid (basur) problemi
görülebilir. Ayrıca nefes darlığı, midede yanma, bacaklarda kramplar gibi
yakınmalar ortaya çıkabilir. Bu yakınmaların sizi hamileliğinizden soğutmasına
izin vermeyin. Bunların hepsi geçici ve tedavi ile üstesinden gelinebilecek
şikayetleridir. Yakınmak yerine hamileliğinizin pozitif yönlerini görmeye ve
keyfini çıkarmaya çalışın.
30. Hafta
Bebeğinizin cildini kaplayan ve lanugo adı verilen ince tüyler artık yavaş yavaş
kaybolmaya başlarken el ve ayak tırnakları yavaş yavaş uzuyor. Kemik iliği kan
hücresi üretimini tamamen karaciğerden devaraldı. Öte yandan bebek artık
etrafının farkına varmaya başlar. Rahimin içi genellikte zifiri karanlık gibi
düşünülse de anne adayının bulunduğu çevreye bağlı olarak aydınlık ya da
karanlık olabilir ve bebek bunun ayrımını yapabilir. Erkek bebeklerde testisler
torbaya iniş sürecini tamamlamak üzeredir. Bebeğin ağrılığı doğumda olacağı
ağırlığın üçte ikisine ulaşmıştır. Bu haftalarda anne adayı artık hamilelikten
iyice sıkılmaya başlar. Uyuyamamak ve mide yanmaları sık görülen problemlerdir.
Zaman zaman kasıklarınızda bir ağrı ya da kasılma hissedebilirsiniz. Bunlar
rahimin gerginliğini sağladığı küçük ve önemsiz kasılmalardır ve Braxton Hicks
kontraksiyonları olarak adlandırılırlar.
31. Hafta
Bebeğinizin beyni hızla olgunlaşmasına devam ediyor. Hızla gelişen bir başka
bölüm ise bebeğin kemikleri. Bebeğiniz bu haftalarda her zamankinden daha fazla
kalsiyuma gereksinim duyuyor. Bu nedenle süt ve süt ürünlerini bolca tüketmeli
ve doktorunuz gerek gördüğü taktirde kalsiyum ilaçları kullanmalısınız.
Bebeğinizin göz bebeği ışığa reaksiyon vererek açılıp kapanmaya başladı bile.
Büyüyen bebek ve rahim göğsünüzde sıkışmaya neden olabilir ve göğüs ağrsı ortaya
çıkabilir.Bebek ile içinde yüzdüğü sıvı arasındaki oran bebek lehine bozulduğu
için ona kalan alan daralmıştır. Bu nedenle bebeğinizin hareketlerini daha fazla
hissedebilirsiniz. Daha önce fark etmediğiniz küçük hareketler bile sizi
rahatsız edebilir.
32. Hafta
Cilt altı yağ dokusu gelişmeye devam ettikçe bebeğinizin rengi kırmızıdan
pembeye doğru dönmeye başlar. Bu haftada bebeğinizin hareketlerinin iyice
arttığını fark edebilirsiniz.Bebeğin hareketleri iyilik halinin bir
göstergesidir bu nedenle hareketleri saymayı öğrenmenizde fayda var. Bu arda
bebeğin tırnakları tamamen gelişti ve parmak uçlarına kadar uzadılar bile buna
karşın bebeğin büyüme hızı azaldı. Bu haftadan sonra doktorunuz sizi 2 haftada
bir görmek isteyebilir. Bu artık doğumun yaklaştığı anlamına da gelir. Erken
doğum ile ilgili belirtileri öğrenip takip etmelisiniz. Sindirim sistemi ile
ilgili sorunları azar azar ama sık sık yüksek lifli yiyecekler tüketerek ve bol
sıvı içerek azaltabilirsiniz. Bacaklarda kramp çok sık ratlanılan bir bulgudur
ve sizin kaslsiyum ihtiyacınızın bir belirtisi olabilir. Hamileliğinizin sonuna
yaklaşmış olmanız vitamin alımını kesmenizi gerektirmez. Bu vitaminleri doğuma
kadar kullanmanız gereklidir.
33. Hafta
Son haftalara hızla yaklaştıkça bebeğinizin beyninde oluşmuş olan ve nöron adı
verilen milyarlarca sinir hücresi de onun rahim içi yaşantısında etrafındakileri
öğrenmesine yardımcı olur. Bebeğiniz duyabilir, hissedebilir ve görebilir. Bu
haftalarda bebeğinizin baş çapı eskiye oranla daha hızlı büyümeye başlar.
Bebeğinizin göz bebekleri tıpkı sizinkiler gibi ışıkta küçülüp karanlıkta büyüme
yeteneğini kazanmıştır. Bebeğiniz bu sayede bulanık olarak görebilir.
Yenidoğanlar gibi bebeğiniz zamanının büyük bir kısmını uyuyarak geçirir. Hatta
erişkinlerdeki gibi derin uykuya dalar ve gözlerinde hızlı göz hareketleri
(Rapid eye movements, REM) saptanabilir. Erişkinlerdeki REM uykusu rüya görülen
anları temsil etmektedir. Bebeğinizin rüya görüp göremediğini bilemeyiz ama onun
rüya gördüğünü hayalş etmek bile hoş bir düşünce olsa gerek. Bebeğinizin
akciğerleri artık gelişimi ve olgunlaşmasını neredeyse tamamlamıştır. Koruma ve
doğum sonrası vücut sıcaklığını koruma görevi yapan cilt altı yağ dokusu
kalınlaşmaya devam etmektedir. Bebekler hamileliğin son dönemlerinde hızlı kilo
alırlar. Bebeğiniz artık yavaş yavaş doğum pozisyonunu almaktadır. Eğer kafası
yukarda ise büyük bir olasılıkla makat geliş nedeniyle sezaryen olmanız
gerekecektir. Sonlara yaklaştıkça siz de daha hızlı kilo aldığınız fark
edebilirsiniz. Ellerde ve ayaklarda hafif ödem olması normaldir ancak şiddetli
başağrılarınız varsa, çakan ışıklar ya da noktacıklar görüyorsanız, şişliklerde
ani bir artış varsa, karın ağrısı, bulantı ve kusmanız oluyor ise preeklempsi
açısından dikkatli olmalı ve mutlaka zaman kaybetmeden doktorunuzla
görüşmelisiniz. Eğer bebeğiniz çok iriyse ya da ikiz ya da üçüz bebek
bekliyorsanız karnınızın içindeki aşırı şişlik nedeniyle midenize olan bası ve
rahatsızlık hissi nedeniyle iştahınızda azalma olabilir. Bebeğinizin diz ve
dirsek vurmalarını ayırt edebilirsiniz. Zaman zaman içerde bebeğin hopladığını
hissettiğinizde telaşlanmayın. Bu bebeğinizin hıçkırmalarıdır ve tamemen normal
bir durumdur.
34. Hafta
Bebeğinizin akciğerlerinde büyük bir olasılıkla artık surfaktan adı verilen
madde vardır. Surfaktan, akciğerlerde havalanmayı sağlayan alveollerin içindeki
havayı boşalttıktan sonra duvararının birbirine yapışmasını önleyen maddedir.
Zamanından çok önce doğan bebeklerde yoğun bakımda surfaktan dışarıdan verilir.
Bebeğinizin akciğerlerinde surfaktan olması doğum durumunda solunum problemi
yaşama olasılığının çok azaldığı anlamına gelir. Bebeğinizin ağırılığı 2 kilo
civarındadır. Boyu ise yaklaşık 42 santimetredir. Bebeğinizin böbrek üstü
bezlerinden (adrenal) salgılanan hormonlar sizde süt üretimini başlatabilir.
Bebeğiniz uyurken sizin gibi davranır. Yani artık gözlerini uyurken kapatıp
uyanıkken açık tutar. Tırnakları parmak uçlarına kadar uzamıştır. Bebeğinizin
bağışıklık sistemi gelişmektedir, basit ve hafif enfeksiyonlarla mücadele
edebilecek yeteneği kazanmıştır
35. Hafta
Bu haftalarda halsizlik ve yorgunluk pek çok hamile kadının en önemli şikayet
sebeplerinden birisidir. Uyuma güçlükleri, kilo artışı ve buna bağlı olarak
hareket yeteneğinde azalma sorun yaşamanıza neden olacaktır. Bu dönemde cinsel
isteksizlik yaşayabilirsiniz. Herhangi bir zararının olduğu gösterilmemiş olsa
da eğer istemiyorsanız eşinizi anlayışlı olmak konusunda ikna etmelisiniz. Bu
haftalarda yaşanan bir başka sorun da doğum ve doğuma ait konularla ilgili
endişelerdir. Eşinizin ve doktorunuzun yaklaşımı son derece önemlidir. Dünyada
hergün binlerce kadının doğum yaptığını ve bunların sadece çok az bir kısmının
sorun yaşadığını aklınızdan çıkarmamaya çalışın. Siz bu yazıyı okurken bile
binden fazla bebek ilk çığlıklarını attı.
36. Hafta
Bu haftadan sonra artık erken doğum sancılarınız başlasa bile doktorunuz
durdurmaya çalışmayacaktır. Bebeğiniz doğum sonrası genelde sorunsuz ya da az
bir bakım ile yaşamını kolaylıkla devam ettirebilir ve ağırlığı 2000 gramın
üzerindedir. Bebeğinizin yağ depolaması devam ediyor. Bu haftada kol ve
bacaklarda yağ tutulumu başlıyor. Tüm organ sistemleri gelişim ve olgunlaşmasını
tamamladı. Artık son rütuşlar yapılıyor. Artık içinde yüzdüğü suya oranla rahim
içinde daha fazla yer kaplamaya başladığından hereketleri de çok kolay
olmayacaktır. Doktorunuz bu haftadan itibaren her kontrolde sizi muayene ederek
rahim ağzınızın durumunu, açıklık olup olmadığını incelemek isteyebilir. Bu
haftalara geldiğinizde uykusuzluk probleminiz artış gösterebilir. Uykusuzluğun
bir nedeni de bebeğin yavaş yavaş aşağı inmesi nedeniyle mesaneye bası yapması
ve sık aralıklarla tuvalete gitme gereksinimi duymanız olabilir. Gece yatmadan
önce sıvı alımınızı kısıtlamanız bu konuda size yardımcı olabilir.
37. Hafta
Mutlu finale sadece 4 hafta kaldı (eğer sezaryen olacaksanız 2 hafta kadar daha
zamanınınz var demektir). Bebek ise hemen hemen hazırlandı. Her an doğum
kanalına girebilir. Bu haftada yağ birikimi diz ve dirseklerde hızlanıyor. Boyun
ve bilekleri de unutmamak lazım. Bebeğinizin diş etleri de olgunlaşmasını
tamamladı ve artık sert. Yanaklarında ise yağlar birikti ve artık sıkılacak hal
aldı!.. Hamileliğinizin başında ultrasonda gördüğünüz o ufacık canlı artık tam
anlamıyla yaklaşık 2750 gram ağırlığında bir insan yavrusu. Bu haftada bebeğiniz
genelde son duruş pozisyonunu almıştır ve artık dönmesi çok nadir olarak
görülür. Bu haftadan sonra doktorunuz sizi her hafta görmek ve sizin ve
bebeğinizin durumunu değerlendirmek isteyebilir. Bu haftalarda kilo artışınız
(hem bebeğin hem de sizin) çok hızlı olabilir. Doktorunuz vajinadan kültür
alarak grup B Streptokok enfeksiyonu taşıyıp taşımadığınızı incelemek
isteyebilir. Bu haftalarda karnınızın üst kısmında bir boşluk ve rahatlama
hissedebilirsiniz. Bu bebeğinizin doğum kanalına doğru indiğini belirtir ve
angajman olarak adlandırılır. Midenizdeki bası ortadan kalkacağı için iştahınız
yeniden açılabilir. Benzer şekilde akciğerlerinizdeki baskı da olmayacağından
soluk alıp vermeniz kolaylaşır. İdrara çıkma sıklığınız angajman sonrası tıpkı
hamileliğinizin ilk başlarındaki gibi iyice artacaktır. Bebeğinizin hareketleri
dışarıdan rahatlıkla izlenebilir. Zaman zaman karnızının bir bölgesinde aniden
bir yükselti fark edebilirsiniz. Bebeğinizin hareketleri özellkle göğüs
kafesinizin altında size acı verebilir, canınızı yakabilir.
38. Hafta
37. haftayı tamamladığınızda bebeğiniz ve hamileliğiniz miadını doldurmuş olarak
kabul edilir. Ancak büyümesi daha durmamıştır. Vücudu yağ depolamaya devam eder
ve günde yaklaşık 15-30 gram kadar alırlar. Genelde erkek bebekler kzı
bebeklerden daha fazla yağ depolarlar ve bu nedenle daha ağır doğarlar.
Bebeğiniz artık yeterli koordinasyonu sağlayacak kapasitededir ve elleri ile
cisimleri rahatlıkla kavrayabilir. Eğer karnınıza çok kuvvetli bir ışık kaynağı
dayarsanız yüzünü o tarafa doğru çevirecektir. Rahim içinde soluk alıp verme
hareketleri yapar ve bunların ultrasonda izlenmesi bebeğinizin iyi durumda
olduğunun göstergesidir. Amniyon sıvısına göre hacmi çok arttığından hareket
etmesi zorlaşır ve bebek hareketlerinde azalma fark edebilirsiniz. Bu haftaya
kadar rahmi ağzınız ve onu rahim içine bağlayan kanal sümüğümsü bir tıkaç
tarafından doldurulmaktaydı. Bu mukus tıkacın amacı rahminizin içini ve
bebeğinizi vajinadan gelebilecek mikrop ve enfeksiyonlara karşı korumaktır. Bu
mukus tıkacın vajinanızdan gelmesi doğumun belirtilerinden biridir ve halk
arasında "nişan gelmesi" olarak adlandırılır. Nişan doğumdan birkaç hafta önce
gelebileceği gibi sadece bir kaç saat önce de gelebilir. Nişanı genelde kanlı
sümüğümsü bir akıntı şeklinde hissedersiniz.
39. Hafta
Eğer planlı sezaryen olacaksanız bu haftadan sonra herhangi bir günde güvenle
doğumunuzu yapabilirsiniz. Bazı durumlarda normal doğum planlanan gebelerde
doktorunuz suni sancı vererek doğumunuzu gerçekleştirebilir. Bu haftada
bebeğinizin kafa çevresi ile arın çevresi yaklaşık olarak birbirine eşittir.Yağ
birikimi giderek yavaşladığından kilo alımı da yavaşlar. Aynı şekilde siz de
daha az kilo almaya başlarsınız. Yanakları ve emme kasları tamamen geliştiğinden
ve bebeğiniz sürekli içinde yüzdüğü amniyon sıvısını yutar. Bu sıvı ile birlikte
sinirim sisteminden, cildinden dökülen hücreler ile tyler barsak içeriğini yani
dışkısını oluşturur. Bu dışkıya "mekonyum" adı verilir. Mekonyum koyu
yeşil-siyah renkli bir maddedir ve bebek herhangi bir nedenle sıkıntıya
girdiğinde ilk olarak kakasını yapar. Zaman zaman bacaklarınızda elektrik
çarpmasına benzer yakınmalar olabilir. Bunun nedeni bebeğiniz hareket ederken ve
pelvis içinde yerleşirken rahimin etrafındaki sinirlere dokunmasıdır. Eşiniz
doğuma girmek istemiyorsa onu size eşlik etmesi için ikna etmeye çalışmalısınız.
Kadınların çoğu doğum sırasında eşleri yanlarında olduğunda kendilerini çok daha
rahat hissederler. Ancak eşinizi çok fazla zorlamayın belki kendisini kan
tutuyordur ve bunu size söylemekten çekiniyordur. Bazı kadınlar ise eşlerinin
kendilerini o halde görmesi düşüncesinden rahatsız olurlar. Eğer eşiniz doğuma
katılmak istiyorsa ancak siz bundan rahatsızlık duyacaksanız eşinize durumu
açıkça anlatarak size anlayış göstermesini isteyebilirsiniz. Kendi onaylamadığı
halde eşi herşeye rağmen doğuma girmek isteyen kadınlara küçük bir hile önerisi.
Gizlice doktoruzla konuşun ve eşinizi içeri almamasını isteyin.
40. Hafta
Son haftaya girildiğinde oksijen ve besin maddelerini bebeğinize taşıyan göbek
kordonunun uzunluğu yaklaşık 50 kalınlığı ise 1.3 santimetre civarındadır.
Bebeğinizin ağırlığı 3000 gramın üzerindedir ve rahimin büyük bir kısmını
doldurmaktadır. Bebeğinizin cildini kaplayan ve verniks adı verilen kremsi madde
ortadan kaybolmaya başlar. Benzer şekilde lanugo adı verilen tüyler de büyük
ölçüde dökülmüştür. Sizden geçen antikorlar bebeğinizin doğum sonrası en az 6 ay
süreyle enfeksiyonlara karşı mücadelesinde yardımcı olacaktır. Son haftada
amniyon zarı her an açılabilir ve sularınız gelebilir. Bazen bardaktan
boşalırcasına hızlı ve fazla miktrada olan bu olay bazen de çok yavaş olabilir.
Hatta kendinizi idrar kaçırırmış gibi hissedebilirsiniz. Miktarı ne olursa olsun
sularınızın geldiğini düşünüyosanız zaman kaybetmeden doktorunuzu aramalı ya da
hastaneye gitmelisiniz. Vücudunuzun denge merkezi iyice değiştiğinden dengenizi
sağlamakta güçlük yaşayabilirsiniz.Özellikle ilk bebeğinizi bekliyorsanız
eşinizle bir çift olarak yaşadığınız bu son günlerin kıymetini bilin. Bundan
sonraki hayatınızı bir aile olarak devam ettireceksiniz.
41. Hafta
Eğer hala daha doğum yapmadıysanız iyice sıkılmaya ve sabırsızlanmaya başladınız
demektir. Sizden salgılanan hormonların bebeğinizin dolaşımında da bulunması
nedeniyle erkeklerde torbalar, kızlarda da labiumlar normalden daha büyük
görünecektir. Hatta doğum sonrası memelerinden süt dahi gelebilir. Bu hem kız
hem de erkek bebeklerde rastlanabilen bir durumdur ve bir kaç gün içinde
kendiliğinden kaybolur. Bu hafta size çok uzun gelebilir. Sabırlı olmaya
açalışmalısınız. Siz herhangi bir ağrı hissetmeseniz bile rahim ağzınız yavaş
yavaş açılmaya başlamış olabilir. Normal sancıların başlaması ile rahim
ağzındaki açıklık ve incelme de artmaya başlar. Açıklık 10 santimetre olduğunda
doğumun ilk evresi tamamlanmıştır. Daha sonra ikinci evre yaşanır ve bebeğiniz
dünyaya ve size merhaba der. Vajinal doğumda kafa doğduktan hemen sonra
doktorunuz bebeğinizin ağzını siler ve ilk ağlaması odada yankılanmaya başlar.
Bu aşamada daha göbek kordonu kesilmeden bebeğinizin kucağınıza verilmesi ilk
temasın daha sıcak yaşanmasını sağlar.
kaynak : Amerikan Hastanesi